7143 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun mecliste kabul edilmesinin ardından Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Diğer bir deyişle “vergi affı” artık yasalaştı. Bu ve devamındaki yazılarımızda söz konusu “af yasasının” neler getirip neler götürdüğünü ifade etmeye çalışacağım.
Herşeyden önce bu tür “af yasaları” 5 – 10 yılda bir çıkmakta iken ister Hükümetin seçim yatırımı diyelim ister vatandaşın kamuya olan borçları artması diyelim, diğer af kanununa ilişkin borçların taksiti bitmeden yeni yapılandırma kanunu çıktı. Bu nedenle geçmiş döneme ait borcu olan mükelleflerin bu yasadan faydalanmasında fayda görmekteyim. Özellikle matrah artırımı yolu ile vergi incelemesinin önüne geçmek tüm mükelleflerin eminim ki isteyeceği bir durumdur.
Şimdi maddeler yolu ile söz konusu “af kanununu” açıklayalım.
1. Kanuna göre yapılandırılacak borçlar; Vergi Dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu, Belediyeler, Esnaf ve Ticaret Odaları, Trafik cezaları gibi bir çok borç yapılandırılabilecektir.
2. Söz konusu kanuna göre 31.03.2018 tarihinden önceki vergi, gecikme zammı ve gecikme faizi gibi borçlar yapılandırma kapsamındadır. 2017 yılına ait Gelir ve Kurumlar Vergisi hariçtir. 2018 yılının ilk dönemine ait MTV borçları da yapılandırma kapsamına dahil edilmiştir.
3. Yapılandırılacak borçlarda vergi borçlarının aslı sabit kalacak buna ilave olarak gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE oranları esas alınarak yeni borç hesaplanacaktır.
4. Mükellefe uygulanan vergi ziyaı cezası tamamen kaldırılacaktır. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ise %50 oranında tahsil edilecektir. Pek tabiidir ki uygulanan usulsüzlük cezalarına Yİ-ÜFE oranında gecikme faizi eklenecektir.
5. Araçların geçmiş dönemine ait MTV borçlarının olması nedeni ile araçlara fenni muayene (vize) yaptıramayan mükellefler MTV borçlarını taksitlendirmeleri yada peşinen ödemeleri halinde araçlarına vize yaptırabilecektir. Ancak bu dönemde gerek taksitlendirilmiş olan borçlar gerekse çıkacak olan MTV’lerin ödenmesi gerekmektedir.
6. 31.03.2018 tarihi itibari belediyelere olan su, atık su ve katı atık ücreti borçları da yapılandırma kapsamında olup bunlara ait gecikme faizi yerine ÜFE oranı uygulanacaktır.
7. Bu kanunun kapsadığı döneme ilişkin olarak yargı kararı ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebliğ edilmeyen alacaklar da kanun kapsamında olup, başvuruda bulunulabilir.
8. Bu kanunun yayınladığı tarih itibari ile ilk derece mahkemelerine (vergi mahkemeleri) dava açılmış yada dava açma süresi içinde olanlar için ikmalen, resen ve idarece yapılan vergi tarhiyatlarına ilişkin vergilerin yapılandırma başvurusu yapılması halinde vergi aslının %50’si ile kesilen vergi ziyai cezalarının tahsilinden vazgeçilir. (Usulsüzlük ve özel usulsuzlük cezalarının %50’sinin tahsil edileceği pek tabidir.)
9. Kanunun yayınladığı tarih itibari ile uzlaşma hükümlerinden yararlanmak üzere başvurmuş yada uzlaşma günü gelmemiş yada uzlaşma sağlanamamış yada dava açma süresi geçmemiş alacaklar da kanun kapsamında yapılandırılabilir.
10. Yapılandırma başvurusunda bulunan mükellefler, yapılandırdıkları vergilere ait cari dönemde tahakkuk eden vergileri bir yılda ikiden fazla aksatmaları halinde yapılandırma bozulacaktır. Örneğin KDV borcunu yapılandıran mükellef, devam eden döneme ait çıkan KDV borcunu ödemek zorunda olup bir yılda en fazla 2 aya ait KDV borcunu ödememe hakkına sahiptir.
11. Bu madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
12. İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mal, demirbaş, teçhizat ve makinelerin işletme kayıtlarına intikal ettirilmesi ve işletmede yer almayan mali demirbaş, teçhizat ve makinelerin işletme kayıtlarından çıkarılması mümkün olacaktır.
13. Sosyal Güvenlik Kurumuna olan 31.03.2018 tarihi öncesi ait SSK primleri ile BAĞKUR borçları ve idari para cezaları da yapılandırma kapsamında taksitlendirilebilecektir.
Yukarıda genel kapsamını açıkladığım 7143 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ilişkin kanun hükümlerini ayrıntılı olarak inleyecek olursak;
7143 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanuna göre inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan alacaklar hakkındaki hükümler
1. Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si, usulsuzlük ve özel usulsuzluk cezalarının %75’inin tahsilinden vazgeçilir.
2. Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir.
3. Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, 213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü uygulanır.
7143 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanuna göre matrah ve vergi arttırmına ilişkin hükümler
1. Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz. Aynı durum artırım yapılan Katma Değer Vergisi için de geçerlidir. 2013 yılından 2017 yılına kadar (2013 yılı dahil) Gelir/Kurumlar vergisi, KDV ve stopaj için matrah artımı yapılabilir. Bu artırım yapılması halinde ilgili yıllar için vergi incelemesi yapılamayacaktır.
2. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) vergiye esas alınan matrahlarını (yıllık cirolarını), bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, 2013 takvim yılı için %35, 2014 takvim yılı için %30, 2015 takvim yılı için %25, 2016 takvim yılı için %20, 2017 takvim yılı için %15 oranından az olmamak üzere artırırlar. Bu artırımı yapmaları halinde gelir/kurumlar vergisi yönünden geçmişi dönük inceleme yapılması mümkün olmayacaktır.
3. Gelir vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için 2013 takvim yılı için 12.279 Türk lirasından, 2014 takvim yılı için 12.783 Türk lirasından, 2015 takvim yılı için 13.558 Türk lirasından, 2016 takvim yılı için 14.424 Türk lirasından, 2017 takvim yılı için 16.350 Türk lirasından; bilanço esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için 2013 takvim yılı için 18.095 Türk lirasından, 2014 takvim yılı için 19.155 Türk lirasından, 2015 takvim yılı için 20.344 Türk lirasından, 2016 takvim yılı için 21.636 Türk lirasından, 2017 takvim yılı için 24.525 Türk lirasından az olamaz.
Geliri, sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançtan oluşan mükellefler için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla 1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için 1/5’inden, geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamaz. Bu bendin uygulamasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları dikkate alınmaz. Birden fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olunmaması için, bu fıkrada belirtilen ilgili gelir unsuru itibarıyla matrah artırımı yapılması şarttır.
4. Kurumlar vergisi mükelleflerinin (Limited, anonim şirketler ve Kooperatifler), artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar, 2013 takvim yılı için 36.190 Türk lirasından, 2014 takvim yılı için 38.323 Türk lirasından, 2015 takvim yılı için 40.701 Türk lirasından, 2016 takvim yılı için 43.260 Türk lirasından, 2017 takvim yılı için 49.037 Türk lirasından az olamaz.
5. 3 ve 4. Maddeye göre artırılan matrahlar, %20 oranında vergilendirilir ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş olmaları şartıyla bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilir. İstisna, indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması hâlinde de bu hüküm uygulanır.
6. Gelir ve Kurumlar Vergisi matrah artımı yapan mükellefler daha önce ödedikleri vergileri mahsup edemezler. Matrah artırımına yapılan yıllarda zarar beyan edilmiş ise bu zararların %50’si gelecek yıllarda karlardan mahsup edilemez.